Bugün annemlerdeyim. Şuanda kız kardeşimin odasında takılıyorum ve canım hiç çıkmak istemiyor buradan...
Kendi evim var ama kardeşimi kıskanıyorum, bu odayı aldı diye, çok mu çocuğum yoksa bazı şeyleri kendime hiç itiraf edemezken bu konuda çok mu cömert davranıyorum.
Olayın aslı şöyle: Biz 4 kardeşiz... Küçüklüğümden beri benden 1 yaş küçük olan kız kardeşimle "Esin" odayı paylaştım, daha sonradan 3. kızda gelince "Ece" oda bizim odamıza yerleşti. Üniversiteye gittiğim zamanlarda bile 3 yatak oldu o odada. Esinle hep hayal kurardık, önce sen evlenceksin, sen üniversiteye gideceksin, oda sadece bana kalacak, bana kaldığında şöyle yapıcam böyle yapıcam. Sonra gel zaman git zama Ece'de gelince odanın tek bir kişiye kalması rüyasından vazgeçtik, herhalde... yada bu hayallerin yerini ev hayalleri, evlilik hayalleri başka şeyler aldı.
Ama şuanki duruma baktığımda o hayalleri çok iyi hatırlıyorum. Esin evlendi, ben iş sebebiyle ayrı bir ev tuttum ve ODA sadece ECE'ye kaldı.
Bu hafta geldiğimde diğer yataklar gitmiş, yeni mobilyalar gelmiş, oda dekore edilmiş. Pembe koltuk örtüsüne ise taptım.
Kızım sakin ol, senin kendi evin var, beyaz eşyaların var, çok güzel perdeler aldın kendine, okadar hevele, ne diye kıskanıyorsun kardeşini...
İşte böyle oluyor demekki, sonradan şans ile karşına çıkıp, hızlı gerçekleştirdiğin hayaller, hem ömrün boyunca hayalini kurduklarından eksik oluyor, kanımca aynı tadı vermiyor.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür derler zaten :D
YanıtlaSilİnsanoğlu en basiti sarışınsa esmer, esmerse sarışın olmak ister :))
Kardeşliğinizin kıymetini bilin, Allah ne aranızı bozsun ne de ayrı koysun :))
Orası öyle canım :) Teşekkür ederim güzel dileklerin için, benim amacım toplumsal bir gerçeğe parmak basmaktı zaten :)
Sil