28 Eylül 2011 Çarşamba

Üniversite'den sonra statik çevrede sosyalleşme çabaları

Ne zormuş, yıllar sonra sosyal bir ortama adapte olmaya çalışmak!

Şimdilerde düşünüyorumda, üniversiteye başlangıç çok farklı bir durumdu ama çokta zor değildir. Kovaya düşmüş balık gibiydi herkes ve arkadaşlıklar kolay harcanabilen sosyal olgularda ilk yıllarda... 100-150 kişilik havuz sınıflarında zaten arkadaş edinmek kolay değildi, hemde kalıcı değildi ve o olmazsa öteki öbürü olmazsa diğer birsürü alternatif vardı etrafta...

Böylesine geçen yıllar sonrasında, bölüm dersleri başladığında yavaş yavaş kaynaştı herkes, analiz etti birbirini, gezdi tozlu coştu sonra kurdu grubunu... çünkü tek tük başlayan bölüm dersleri asla kimseyi biradan statik bir sosyal çevreye itmedi.


Şimdilerde bir yandan kendime sosyalleşmeyi mi unuttun elif diye dert yanarken bir yandan da hak veriyorum. Şu an bilmediğim bir şehirde, tanıdığım kimse olmadan, 25 kişi ile tüm gün iş yerindeki eğitimi paylaşıp 16 kişilik bir alt grup ilede oteli paylaşıyorum.

Öylesine statik bir çevreki... tabiki yine herkesi inceliyorsun, kendine ve zevkine en yakın arkadaşları bulmaya çalışıyorsun ama dışardan görüldüğü kadar kolay değilmiş... Özellikle son 4 yıldır sadece 5-10 kişilik yeni çevrelere giren ve arkadaş-ahbap çevresini oturtturmuş benim gibi sosyalzadeler için.

Açıkçası iyi bir performans gösterdiğimi düşünmekle birlikte bunları düşündüğüm için bile kendime sosyalzade diyorum. Ama böyle bir tecrübeninde ileride iş hayatında çok faydalı olacağının farkındayım, her zaman mutlu olmanın yada mutlu olduğun insanlarda birlikte olmanın münkün olamayabileceğini, self-motivation'ın çok önemli olduğunu kavrıyorum.

Nese tüm bu dert tasam içerisinde oteldeki oda arkadaşımdan çok memnunum, otel tayfasından gerçektende yanımda olmasını isteyeceğim kişi yanıma düşmüş... Burcumla birlikte yaptığımız türk kahvesi keyfinden bir görüntü aşağıda :)

15 Eylül 2011 Perşembe

İzmir Yolcusu

Çoğu kişi başka şehirlerden kalkıp gelir İstanbula... üniversite okumaya, çalışmaya, iş kurmaya, hayat kurmaya... Bense gidiyorum, hem yeni bir hayat kurmaya hem çalışmaya, hem başlamaya...

İzmir bundan sonra benim hayatımda yeniyle eş anlamlı olacak, yeni iş, yeni arkadaşlar, yeni şehir , yeni başlangıç... İsteyerek çoooook isteyerek gidiyorum ve eğer istiyorsan hiçbir yanlış gidemez diye düşünüyorum. O yüzden iyi şeyler olacağından yana şüphem yok. Ama bir yandan da bu kadar mutlu olmamalı diyorum çünkü mutluluk benim çeneme vurur :) Çok konuşma, insanları sıkma oralarda elif diyorum.
3 Martta bitecek olan program şuanda bile gözüme çok uzun geliyor, 6 ay otelde nasıl geçer diye endişeleniyorum ama bir yandan da projeleri, dersleri, eğlenceleri düşündükçe umutlanıyorum.

Sonuç, Ey İzmir bundan sonra yeni hayatımın ilk büyük kapısısın, haberin olsun, ona göre karşıla beni....